18. KEHF / 54Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | BİZ, elbette kat'iyyetle bu Kur'an'da nas için bütün mesellerden sarf ettik!
(Ancak) İnsan pek çok şeye cedel eden olur. | وَلَقَدْ صَرَّفْنَا ف۪ي هٰذَا الْقُرْاٰنِ لِلنَّاسِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍۜ وَكَانَ الْاِنْسَانُ اَكْثَرَ شَيْءٍ جَدَلاً | .54 | 54 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
kad Kök: harfKelime: kadKelime Anlam: Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.
sarrafnâ Kök: S:RFKelime: sarf ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Geri döndürmek, geri çevirmek. // 1. döndürme, çevirme, 2. para harcama, ödeme, 3. Arapça gramerde morfoloji. // Harcama, masraf, gider. Fazl. Hile. Men etme. Bir kimseyi yolundan ve işinden ayırıp başka tarafa yöneltme. Gr: Bir lisanı meydana getiren kelimelerin değişmesinden, birbirinden türemesinden bahseden ilim şubesi. Kelime bilgisi. Kelime şekli bilgisi. Morfoloji. Tasrif çeşitlerini, isim ve fiil nevilerini öğreten ilim. Para bozma.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
hâzel Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
kur'âni Kök: K:ReKelime: kuranÖzel İsim, Eril Kelime Anlam: Kuran. Yönlendiren, yöneten. / Allah'tan mahluka her an gelmeye devam eden emirler.
lin Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
nâsi Kök: NVSKelime: nasİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Topluluk. İnsan topluluğu, halk, grup.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kulli Kök: harfKelime: kulliKelime Anlam: Bütün. Hep. Bütüne ve genele ilişkin.
meselin Kök: MS!LKelime: meselİsim, Eril Kök Anlam: Gibi görünmek. Benzer olmak. Kelime Anlam: Bir umumi kaideye delalet eden meşhur söz. Ata sözü. İbretli ve küçük hikaye. Dokunaklı ve manalı söz. Benzer. Misil. Delil. Hüccet.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kânel Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
insânu Kök: eNSKelime: insanİsim, Eril Kelime Anlam: Yetkili ve sahib temsilcinin, beşer yaşantıdaki adı.
eksera Kök: KS!RKelime: ekserİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Pek fazla. Daha çok. Kesrette olan. En çok.
şey'in Kök: ŞYeKelime: şeyİsim, Eril Kelime Anlam: Nesne, şey. İstemek, dilemek.
cedelen. Kök: CDLKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.
|
18. KEHF / 55Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | Kendilerine huda geldiği zaman, nasın iman etmesine ve Rabblerine istiğfar etmesine mani olan... ancak, evvelkilerin sünnetinin kendilerine gelmiş olması... veya azabın kendilerine kubul olarak gelmiş olmasıdır. | وَمَا مَنَعَ النَّاسَ اَنْ يُؤْمِنُٓوا اِذْ جَٓاءَهُمُ الْهُدٰى وَيَسْتَغْفِرُوا رَبَّهُمْ اِلَّٓا اَنْ تَأْتِيَهُمْ سُنَّةُ الْاَوَّل۪ينَ اَوْ يَأْتِيَهُمُ الْعَذَابُ قُبُلاً | .55 | 55 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
menean Kök: MNA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
nâse Kök: NVSKelime: nasİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Topluluk. İnsan topluluğu, halk, grup.
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
yu'minû Kök: eMNKelime: imanFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Şahit olunmayan birşeye, bir kaynağa güvenerek itimat etmek.
iz Kök: harfKelime: izKelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa; şayet … se/sa. Kelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
câehumul Kök: CYeKelime: caeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
hudâ Kök: H!DYKelime: hudaİsim, Eril Kelime Anlam: Doğruluk. Hidayeti, doğru olanı, yakışanı göstermek.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yestagfirû Kök: G:FRKelime: gafrFiil, İSTİF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman
rabbehum Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
te'tiyehum Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
sunnetul Kök: SNNKelime: sunnetİsim, Dişil, Tekil Kelime Anlam: Kanun, yol, âdet. Rasulullahın sözü, emri, hal ve takriri.
evvelîne Kök: eVLKelime: evvelİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İlk. Birinci.
El Evvel : Evveli, başlangıcı olmayan. İbtidası olmayıp, herşey üzerine sabık olan.
ev Kök: harfKelime: evKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, veya, ya da / Tereddüt, şüphe veya iki şeyden birini seçme serbestisini ifade eder.
ye'tiyehumul Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
azâbu Kök: A:Z!BKelime: azabİsim, Eril Kelime Anlam: Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.
kubulen. Kök: K:BLKelime: kubulİsim, Eril Kelime Anlam: Evvel, önce, ilk. Ön taraf, Ön yan. | | | | |
Diğer Meal: İnsanlara hidayet geldikten sonra onların inanmalarına ve Rab’lerinden mağfiret dilemelerine, ancak, öncekilerin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesi, ya da kendilerine azabın göz göre göre gelmesi (yönündeki beklentileri) engel olmuştur.
|
18. KEHF / 56Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | BİZ mürselleri, ancak, ibşar edenler ve inzar edenler olarak irsal ederiz.
Kafirler;
✦ batıl ile hakk olanı ihdad etmek için cedel ederler…
✦ ayetleri ve nezr edildikleri şeyleri hüzüv ile ittihaz ederler. | وَمَا نُرْسِلُ الْمُرْسَل۪ينَ اِلَّا مُبَشِّر۪ينَ وَمُنْذِر۪ينَۚ وَيُجَادِلُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِالْبَاطِلِ لِيُدْحِضُوا بِهِ الْحَقَّ وَاتَّخَذُٓوا اٰيَات۪ي وَمَٓا اُنْذِرُوا هُزُواً | .56 | 56 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
nursilul Kök: RSLKelime: irsalFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Taşımak. / Göndermek, gönderilmek, yollamak, getirmek, götürmek. / Havale kılma. Elçi gönderme. / Salıvermek. Kendi haline koymak. / Sürü sahibi olmak.
murselîne Kök: RSLKelime: murselİsim, İF'AL Kalıbı, Edilgen, Eril, Çoğul Kelime Anlam:
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
mubeşşirîne Kök: BŞRKelime: mubeşşirİsim, TEF'İL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İyi haber verip sevindiren. Hayırlı haber veren. Müjdeleyen. Hayırlı alâmet.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
munzirîne Kök: NZ!RKelime: munzirİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yucâdilu Kök: CDLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
keferû Kök: KFRKelime: kefrFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Örtme, sarma. Köy, karye.
bil Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
bâtılı Kök: BT:LKelime: batıl ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Hakikatsız, hurafe. Hak ve doğru olmayan, yalan.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
yudhıdû Kök: DHD:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
bihil Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
hakka Kök: HK:K:Kelime: hakkİsim, Eril Kelime Anlam: Batılın zıddı. Gerçek. Her sabit ve doğru olan şey. Adalet. Herkesin meşru olan salahiyeti, iktidarı, bir şey üzerindeki malikiyyeti. Dava ve iddia. Hakikate uygunluk. Pay, hisse. Münasib. Vukuu vacib, geleceği şüphesiz olan. Yapacağını yalansız yapan kimse.
El Hakk : Doğruluk fiili.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ttehazû Kök: eH:Z!Kelime: ittihazFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Ahz edinmek. Kendi kendine ahz etmek. Kabullenmek. / "Öyle" diye bakmak.
âyâtî Kök: eYYKelime: ayetİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Eser. Kimsenin inkar edemiyeceği açık delil. Nişan. Alamet. İşaret. Menzil, mekan. Kur'an-ı Kerim'deki her bir cümle. Manen uyanmağa sebeb olan hadise.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
unzirû Kök: NZ!RKelime: nezrFiil, İF'AL Kalıbı, Edilgen, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Korkutmak. Korkutarak ikaz etmek. Bir iş için korkulacak bir şey söyleyip gözdağı vermek. İlerdeki hesap için korkutmak. ("Beşir" in zıddıdır). / Adak adamak.
huzuven. Kök: H!ZeKelime: huzuvİsim, Eril Kelime Anlam: Maskaralık. Alay, alay etmek, alaya almak. Eğlenmek. | | | | |
Diğer Meal: Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. İnkâr edenler ise, hakkı batılla çürütmek için mücadele ederler. Âyetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alırlar.
|
18. KEHF / 57Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | ✦ Rabbinin ayetleri ile zikir ettirilen...
✦ ve ardından onlara iraz eden...
✦ ve eli ile takdim ettiği şeyi unutan...
kimseden, daha zalim olan kimdir!?
Muhakkak ki BİZ, onu fıkh etmelerine... kalbleri üzre kinanlar... ve kulaklarında vakr kıldık.
Sen onları hudaya davet etsen de... artık ebediyyen ihtida olmazlar. | وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ ذُكِّرَ بِاٰيَاتِ رَبِّه۪ فَاَعْرَضَ عَنْهَا وَنَسِيَ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُۜ اِنَّا جَعَلْنَا عَلٰى قُلُوبِهِمْ اَكِنَّةً اَنْ يَفْقَهُوهُ وَف۪ٓي اٰذَانِهِمْ وَقْراًۜ وَاِنْ تَدْعُهُمْ اِلَى الْهُدٰى فَلَنْ يَهْتَدُٓوا اِذاً اَبَداً | .57 | 57 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
ezlemu Kök: Z:LMKelime: zulmİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Haksızlık. Eziyet, işkence. Bir hakkı kendi yerinden başka bir yere koymak.
mim Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
zukkire Kök: Z!KRKelime: zikrFiil, TEF'İL Kalıbı, Edilgen, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anmak, hatırlamak. Yad etmek. Anılmak. Anımsamak, akılda tutmak, aklına getirmek. Hatırlatmak, dile getirmek, adını söylemek. Bir şeyi zihinde hazır etme. Akıldan çıkarmamak, unutmamak.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
âyâti Kök: eYYKelime: ayetİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Eser. Kimsenin inkar edemiyeceği açık delil. Nişan. Alamet. İşaret. Menzil, mekan. Kur'an-ı Kerim'deki her bir cümle. Manen uyanmağa sebeb olan hadise.
rabbihî Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
a'rada Kök: A:RD:Kelime: arıza ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Sonradan olan noksanlık. İsabet eden belâ ve keder. Bozulma. Gelip geçici. Hariçten gelen te'sirle olan. Bir şeyin olmasına veya görülmesine mâni olan birşey. Mânia, Engel. Fevkalâde hallerde ve bilhassa harp sebebi ile geçici olarak alınan vergi.
anhâ Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
nesiye Kök: NSYKelime: nesy ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Unutma, nisyan. Unutulmuş.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
kaddemet Kök: K:DMKelime: KadmFiil, TEF'İL Kalıbı, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman
yedâhu Kök: YDYKelime: yedİsim, Dişil, İkil Kök Anlam: ✦ El.
✦ Nimet.
✦ Ön, ön taraf, ileri taraf.
✦ Mc: Kuvvet, kudret, güç. Yardım.
(yedan, yedi: iki el) (eydi... eyâdi) Kelime Anlam: ✦ El.
✦ Nimet.
✦ Ön, ön taraf, ileri taraf.
✦ Mc: Kuvvet, kudret, güç. Yardım.
(yedan, yedi: iki el) (eydi... eyâdi)
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
cealnâ Kök: CA:LKelime: calFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Yaratmak, halk. Almak. İş işlemek. Yapmak.
1.Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) manasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak.
2. Halketmek, yaratmak.
3. Kavl ve irsal.
4. Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme).
5. Takdir.
6. Tebdil.
7. Bir şeyi bir şeye dahil etmek.
8. Bir şeyi kalbe ilka ve İlham eylemek.
9. İtikat.
10. Tesmiye.
11. Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin.
12. Bir şeyi bir sıfat ve haletten diğer bir sıfat ve halete döndürmek, kılmak, tasyir.
13. Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek batıl olsun - vaz'eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer'i.
alâ Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
kulûbihim Kök: K:LBKelime: kulubİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: İman merkezi. Gönül. Herşeyin ortası. Bir halden diğer bir hale çevirme. Değiştirme. Bir şeyin içini dışına ve dışını içine çevirmek. Gövdenin kan dolaşımı merkezi. Yürek.
ekinneten Kök: KNNKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
yefkahûhu Kök: FK:H!Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
âzânihim Kök: eZ!NKelime: azanİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam:
vakran Kök: VK:RKelime: vakrİsim, Eril Kelime Anlam: İşitmede ki ağırlık. Az işitmek. Sağırlık.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
ted'uhum Kök: DA:VKelime: davaFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: ✦ Belirli bir amaca ulaşmak için gereken tüm fikir ve edimleri üzerine görev edinmek. Takib edilen fikir.
✦ Bir kimsenin hakkını aramak üzere mahkemeye müracaat etmesi. Hak iddia etmek. Birisinin hâkimin huzurunda başka birisinden hak istemesi.
✦ İnat. Ayak diremek.
✦ Çağırma. Ziyafet.
✦ Bir kimseyi bir şeye sevketmek.
✦ Bir fikri kabul ettirmek için deliller söylemek.
ilel Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
hudâ Kök: H!DYKelime: hudaİsim, Eril Kelime Anlam: Doğruluk. Hidayeti, doğru olanı, yakışanı göstermek.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
len Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
yehtedû Kök: H!DYKelime: ihdaFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İman ve İslâmiyet yolunu göstermek. Hidayete eriştirmek. Doğru yola götürmek. Allah rızasına uyan yola girmesine vesile olmak. Hediye etmek. Armağan yollamak.
izen Kök: harfKelime: izKelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa; şayet … se/sa. Kelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
ebeden. Kök: eBDKelime: ebedİsim, Zaman Zarfı Kelime Anlam: Ebedîlik. Zevalsizlik. Sonu olmamak. | | | | |
Diğer Meal: Kim, kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar.
|
18. KEHF / 58Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | Rahmet sahibi Rabbin, gafurdur.
Şayet kesb ettikleri şeyler ile onları ahz etseydi... azabı kendilerine elbette/kesinlikle acele ederdi.
Bilakis!
Onlar için vaad edilen vardır… onun gayrısında mevil mevcud değildir. | وَرَبُّكَ الْغَفُورُ ذُوالرَّحْمَةِۜ لَوْ يُؤَاخِذُهُمْ بِمَا كَسَبُوا لَعَجَّلَ لَهُمُ الْعَذَابَۜ بَلْ لَهُمْ مَوْعِدٌ لَنْ يَجِدُوا مِنْ دُونِه۪ مَوْئِلاً | .58 | 58 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
rabbukel Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
gafûru Kök: G:FRKelime: gafurİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Çok mağfiret eden. Suçları afveden.
El Gafur : Yürek ferahlatacak, derde derman olacak fiil. Duymak. Derinliğimizden ifraz eden bir manayı duymak. Ardından irade gelir. Hepimizde gafur fiili beraberimizde olduğu halde burada tembellik ederiz. Bazen ihmallikler ederiz. Gafura gafil olduğumuz zaman irademiz zayıflar.
zur Kök: Z!VTKelime: zuxoxox Kelime Anlam: Kendi. Öz, asıl. / Hürmete layık kimse. / Ehil. Erbab. Sahib. Malik. // sahip olan şey, özne, şahıs, / özlenme, bazı iltihaplara verilen ad. // Zevata: İki zat. İki sahib. Çift. (müen: zevatey) // Zevat: Üzüm, buğday gibi şeylerin kabuğu. // (Zİ : Zu : Za : Zat : Zevat)
rahmeti Kök: RHMKelime: rahmetİsim, Dişil Kelime Anlam: Rahm kökünün mastarıdır. Merhamet, acımak, şefkat etmek. İhsan etmek. Esirgemek.
lev Kök: harfKelime: levKelime Anlam: Şart Edatı (Harf-i Cer). Eğer … se/sa anlamındadır.
Genellikle mazi fiiller ile kullanılır. Geçmiş zamanda gerçekleşmemiş bir eylemi ifade eder.
Bazen gerçekleşmesi imkansız olan istekleri ifade için kullanılır.
yuâhızuhum Kök: eH:Z!Kelime: ahzFiil, MUFA'ALE Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Ele geçirmek. Elde etmek. Alma. Tutma. Esir alma. Kabul etme. Zorla alma. / İşkence etme. // türetilen-çıkarsanan, kabul edilmiş / bir antlaşmayı kabul etmek / sarsılmış-etkilenmiş / ustalık kazanmak, yok etmek, cezbetmek, büyülemek.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
kesebû Kök: KSBKelime: kesbFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: ✦ Kazanmak için gidilen yol yada işlenen fiil.
✦ Bunun sonucunda elde edilen kazanç, kazanma.
✦ Amel karşılığı kazanılan kazanç.
✦ Fık: Bir insanın kendi kudret ve iktidarını bir işe sarfetmesi.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
accele Kök: A:CLKelime: aceleFiil, TEF'İL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Çabuk, çabukluk. Bir işi çabuk yapmaya ve çabuk bitirmeye çalışma, ivedilik.
lehumul Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
azâbe Kök: A:Z!BKelime: azabİsim, Eril Kelime Anlam: Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.
bel Kök: harfKelime: belKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Bilakis. Olumsuz soruya olumlu cevap anlamında evet demektir. / Vazgeçme bildirir. “öyle değil böyle”, “fakat”, “hiç olmazsa”, “bilakis” gibi manalar verdirir. / Kendinden önce bir emir veya olumlu hüküm gelmişse, o emri veya hükmü kaldırır, gelmemiş gibi yapar.
lehum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
mev'ıdun Kök: VA:DKelime: mevidİsim, Eril Kelime Anlam: Va'din yerine getirildiği yer. Vaad etmek. Vaad. Söz vermek.
len Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
yecidû Kök: VCDKelime: vecdFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Bulma, karşılaşma. Mevcud olma durumu. Aşk, muhabbet. Kendinden geçecek, unutacak kadar İlâhî bir aşk hali. Yüksek heyecan. İştiyakın galebesi.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
mev'ilen. Kök: VeLKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Rabbin, çok bağışlayıcıdır, merhamet sahibidir. Eğer yaptıkları yüzünden onları (dünyada) cezaya çarptırsaydı, elbette azaplarını çarçabuk verirdi. Hayır, onlar için belirlenmiş bir gün vardır ki (o gün gelince) hiçbir kurtuluş çaresi bulamazlar.
|
18. KEHF / 59Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | İşte karyeler!…
Zalim olduklarında… helak olmaları için vaad edilmiş bir zaman kılarak... onları helak ettik. | وَتِلْكَ الْقُرٰٓى اَهْلَكْنَاهُمْ لَمَّا ظَلَمُوا وَجَعَلْنَا لِمَهْلِكِهِمْ مَوْعِداً۟ | .59 | 59 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
tilkel Kök: harfKelime: tilkeKelime Anlam:
kurâ Kök: K:RYKelime: kuraİsim, Çoğul
ehleknâhum Kök: H!LKKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
lemmâ Kök: harfKelime: lemmaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir. Vaktâki, o zaman. / Henüz / İstisna için: "İllâ" yerinde de olur.
zalemû Kök: Z:LMKelime: zulmFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Haksızlık. Eziyet, işkence. Bir hakkı kendi yerinden başka bir yere koymak.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
cealnâ Kök: CA:LKelime: calFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Yaratmak, halk. Almak. İş işlemek. Yapmak.
1.Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) manasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak.
2. Halketmek, yaratmak.
3. Kavl ve irsal.
4. Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme).
5. Takdir.
6. Tebdil.
7. Bir şeyi bir şeye dahil etmek.
8. Bir şeyi kalbe ilka ve İlham eylemek.
9. İtikat.
10. Tesmiye.
11. Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin.
12. Bir şeyi bir sıfat ve haletten diğer bir sıfat ve halete döndürmek, kılmak, tasyir.
13. Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek batıl olsun - vaz'eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer'i.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
mehlikihim Kök: H!LKKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
mev'ıden. Kök: VA:DKelime: mevidİsim, Eril Kelime Anlam: Va'din yerine getirildiği yer. Vaad etmek. Vaad. Söz vermek. | | | | |
Diğer Meal: İşte zulmettiklerinde yok ettiğimiz memleketler.. Helâk edilmeleri için de belli bir zaman tayin etmiştik.
|
| Ayn Secavendi |
18. KEHF / 60Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | Musa, delikanlıya demişti ki:
"İki bahrın icmal olduğu yere iblağ oluncaya... veya mütemadi hukba kadar berh etmeyeceğim." | وَاِذْ قَالَ مُوسٰى لِفَتٰيهُ لَٓا اَبْرَحُ حَتّٰٓى اَبْلُغَ مَجْمَعَ الْبَحْرَيْنِ اَوْ اَمْضِيَ حُقُباً | .60 | 60 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
iz Kök: harfKelime: izKelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa; şayet … se/sa. Kelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
mûsâ Kök: MVSKelime: musaÖzel İsim
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
fetâhu Kök: FTYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
ebrehu Kök: BRHKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
hattâ Kök: harfKelime: hattaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e kadar, -a kadar.
Bitiş, sona eriş ifade eder; bu bitiş, zaman veya mekan olabilir.
ebluga Kök: BLG:Kelime: belğFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman
mecmeal Kök: CMA:Kelime: mecmeaİsim, Eril
bahrayni Kök: BHRKelime: bahrİsim, Eril, İkil Kelime Anlam: Deniz. Büyük göl veya nehir. Yarmak, yırtmak. Çok yürüyen at. İyi kimse. Deve hastalığı.
ev Kök: harfKelime: evKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, veya, ya da / Tereddüt, şüphe veya iki şeyden birini seçme serbestisini ifade eder.
emdıye Kök: MD:YKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
hukuben. Kök: HK:BKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Hani Mûsâ, beraberindeki gence şöyle demişti: “İki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, ya da uzun zaman gideceğim.”
|
18. KEHF / 61Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | Ardından, ikisinin icmal olduğu yere baliğ olduklarında... hutu (balık) orada unuttular.
Ardından serab olup, bahrda sebilini ittihaz etti. | فَلَمَّا بَلَغَا مَجْمَعَ بَيْنِهِمَا نَسِيَا حُوتَهُمَا فَاتَّخَذَ سَب۪يلَهُ فِي الْبَحْرِ سَرَباً | .61 | 61 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
lemmâ Kök: harfKelime: lemmaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir. Vaktâki, o zaman. / Henüz / İstisna için: "İllâ" yerinde de olur.
belega Kök: BLG:Kelime: belğFiil, 3.ncü, Eril, İkil, Geçmiş Zaman
mecmea Kök: CMA:Kelime: mecmeaİsim, Eril
beynihimâ Kök: BYNKelime: beynİsim Kelime Anlam: Arası. Arasında. Aralık. İki şeyin arası. İkisinin ortası. Firkat. Ayrılık. Beyan. Burnu ve ayakları uzun karga.
nesiyâ Kök: NSYKelime: nesy ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Unutma, nisyan. Unutulmuş.
hûtehumâ Kök: HVTKelime: hut ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Balık. Büyük balık. Şubat ayı içinde güneşin girdiği ve semanın cenub yarısındaki burcun ismi.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
ttehaze Kök: eH:Z!Kelime: ittihazFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Ahz edinmek. Kendi kendine ahz etmek. Kabullenmek. / "Öyle" diye bakmak.
sebîlehu Kök: SBLKelime: sebilİsim, Eril Kelime Anlam: Büyük ve açık yol, cadde. Dağıtılan su, su dağıtma.
fîl Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
bahri Kök: BHRKelime: bahrİsim, Eril Kelime Anlam: Deniz. Büyük göl veya nehir. Yarmak, yırtmak. Çok yürüyen at. İyi kimse. Deve hastalığı.
sereben. Kök: SRBKelime: sereb ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Kırbadan akan su. / Yer altında olan ev. / Ot. | | | | |
Diğer Meal: Onlar iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular. Balık denizde yolunu tutup kayıp gitti.
|